Küresel ısınma ve iklim değişikliği, artan iklim felaketleri ve doğal afetler sebebiyle son yarım asırda ulusal ve uluslararası düzlemdeki tartışmaların merkezi haline gelmiştir. İklim değişikliği ile ilgili en etkili mücadele, sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir enerji alanında yapılmaktadır. 1987’de Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu tarafından hazırlanan Brundtland Raporu’na göre sürdürülebilir kalkınma, “bugünün gereksinimlerini, gelecek kuşakların gereksinimlerini karşılama yeteneğinden ödün vermeden karşılayan kalkınma” olarak ifade edilmiştir (United Nations, 1987). Bu sebeple, fosil yakıtların kullanımının en aza indirgenmesi ve sürdürülebilir enerji kaynaklarının tercih edilmesi, kuşaklararası adaleti sağlamak ve küresel ısınmanın önüne geçmek için en önemli araç olarak görülmektedir. Sürdürülebilir enerji, farklı kaynaklarda yenilenebilir ya da temiz enerji olarak da kullanılmakta ve temel olarak güneş, rüzgar, dalga ve jeotermal enerjisi gibi kaynakları ifade etmektedir.
Uluslararası toplum, karbondioksit salınımının azaltılması ve sürdürülebilir enerjinin daha fazla kullanılması için son elli yıldır çeşitli konferanslar ve sözleşmeler ile işbirliği için önemli adımlar atmıştır. Ancak, sürdürülebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimi ve enerji ihtiyaçlarının karşılanmasında dünya çapında payı halen azdır. Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, 2019 yılında dünyadaki toplam elektrik üretiminin %23.2’si yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilmiştir. (IEA, 2022a) Yenilenebilir enerji kullanımı, diğer tüm yakıtlara olan talebin COVID-19 salgınından dolayı düşmesiyle 2020'de %3 oranında artmıştır ve yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminde yaklaşık %7'lik bir büyüme olmuştur (IEA,2022b). Dünya verilerine oranla, yenilenebilir enerji kullanımı, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde daha fazladır. Buna göre 2020 yılında yenilenebilir enerji kaynakları AB'de ilk kez en önemli güç kaynağı haline gelmiş ve fosil yakıtların oranını (%37) geçerek elektrik üretiminin %38'ini oluşturmuştur (European Comission, 2021a). Bu kapsamda, yenilenebilir enerji kaynaklarının hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerdeki toplam enerji kullanımındaki payının detaylı şekilde incelenmesi gerekmektedir. Ayrıca, hem COVID-19 salgının hem de Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın, enerji kaynaklarına erişimi ve yenilenebilir enerji kaynaklarına olan talebi nasıl etkilediği ve bu kapsamdaki olası çözüm yöntemleri önemli bir tartışma konusu olarak ortaya çıkmaktadır.
Rapor için tıklayınız.