Dezenformasyon toplumlar için yeni bir sorun değildir. Ancak günümüzde dezenformasyonla mücadele, bilgi ekosistemindeki yapısal değişikliklerin bir sonucu olarak hayati bir önem kazanmıştır. Özellikle dijital haber medyasının yükselişi ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte bilginin yayılma hızı ve kitleler üzerindeki etkisi dezenformasyonun etkisini artıran önemli dinamiklerdir ancak dijital haber medyası ve sosyal medya platformlarının getirdiği değişikliklerin bunlarla sınırlı olmadığını da belirtmek gerekir. İçerik üzerindeki kısıtlamaların geleneksel medyaya göre daha az olması, içerik üreticilerinin profesyonel olma zorunluluğunun ortadan kalkması, bu içerik üreticilerinin anonim olması gibi nedenlerle sosyal medya ve dijital ortam dezenformasyonun üretimini ve yayılmasını halihazırda önemli ölçüde kolaylaştırmaktadır. Dahası, tüketicilerin de sosyal platformlarda bilginin yayılmasında ve diğer tüketicilerin ne gördüğünün belirlenmesinde önemli bir rol oynaması, dezenformasyonun hem sosyal hem de siyasi etkisini daha da artırmaktadır. Bunun doğrudan bir sonucu olarak, birçok araştırmanın da gösterdiği üzere, çevrimiçi içerik bolluğu tüketicilerin dikkat süreleri ve bilişsel yetenekleri üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir ve dolayısıyla toplumu dezenformasyona karşı daha savunmasız hale getirme riski taşımaktadır.
Dezenformasyonu kronik ve ciddi bir tehdit haline getiren bir diğer kritik dinamik ise dikkat ekonomisi (dezenformasyonu tüketicilerin dikkatini çekmek için kullanışlı bir araç haline getirerek kazançlı hale getirmektedir) ve sosyal platformların bu ekonomideki yeridir. Dezenformasyon içeriğinin karakteristik olarak duygusal bir dil içermesi, genellikle olumsuz duygulara hitap etmesi taşıması, içeriğin daha fazla dikkat çekme ve daha hızlı yayılma olasılığını artırmaktadır. Yalan haberlerin sosyal medyada doğru haberlerden 6 kat daha hızlı yayılması ve özellikle yalan siyasi haberlerin diğer yalan haber türlerine göre çok daha hızlı ve çok daha fazla kişiye ulaşması, dezenformasyonun sosyal platformlardaki potansiyel etkisini daha da vurgulamakta ve dezenformasyonla mücadelenin gerekliliğinin altını çizmektedir. Buna ek olarak, bu platformların kâr amacıyla kullanıcı etkileşimini artırmayı ve dikkatlerini çekmeyi hedeflemesi, insanları kışkırtmayı amaçlayan ve dezenformasyon içeren içeriklerin platformların algoritmaları aracılığıyla dolaşımının artırılması ve daha fazla öne çıkması riskini taşımaktadır. Bu nedenle sosyal platformların regülasyonu ve kullandıkları algoritmaların şeffaflığı, benimsedikleri içerik moderasyon kural ve yöntemleri özellikle ele alınması gereken önemli ve kritik konular haline gelmektedir.